Kazaklarda avcılık
KAZAK TÜRKLERİNDE KARTALLA AVCILIK
Modern av teknikleri ve araçları ile avlandığımız şu günde merak ettiniz mi acaba avcılık tarihi altı bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğu söylenen Türklerde avcılık eskiden nasıl yapılıyordu? Read More
Bu konuyu araştırdığımda “av ve avcılık” kitabındaki “Kazak Türklerinde Kartalla Avcılık” bölümü dikkatimi çekti. Bende bu bölümden alıntılar yaparak Kazak Türklerindeki kartalla avcılığın detaylarını ve bu geleneği anlatmaya çalışacağım.
“Kazak Türklerinde, kartalı yakalayıp eğiten ve avda kullanan avcılara kusbegi, yani “kuşbeyi” veya bürkitçi yani “kartalcı” derler. Genel olarak kuşbeyleri kartalı beş şekilde yakalayabilirler.
1. Doymuş kartalı yakalama: avını yemekte olan kartalın iyice doyması beklenir. Uçmaya hazırlandığı sırada, hızlı bir atla üzerine sürülerek kartal yakalanır. Doyan kartal bazen uçmakta gecikir ve yakalanır
2. Dövüştürerek yakalama: Ehlileşmiş kartal ile yabani kartal her zaman birbirine düşmandır. Havada uçan yabani kartal göründüğünde, evcil kartal dövüşmesi için salıverilir. Dövüşme sırasında iki kartal birbirine pençelerini batırarak sarmaş dolaş bir halde yere düşerler. Bu esnada kartal yakalanır.
3. Ağla yakalama: kartalın çok görüldüğü bölgeye ağla tuzak kurulur. Canlı ya da derisi doldurulmuş tavşan ya da tilki yem olarak konur. Kartal yemi almak için son sürat süzülür, dalış yaptığında ağa takılır.
4. Yuvadan yavru alma: Kartallar genellikle dağlık arazilerde sarp kayalıkların girintilerine yuva yaparak yavrularlar. Kayaların üst kısmından ip sarkıtılarak inilir ve yavru alınır. Kartal yavrusunun alınmak üzere olduğu sırada yuvaya dönerse, avcı için çok büyük tehlike yaratır.
5. Kapanla yakalama: Kartallar kapanla da yakalanır. Ancak çoğunlukla hayvanın ayağı yaralandığı veya kırıldığı için bu yol tercih edilmez.
KARTALIN EVCİLLEŞTİRİLMESİ
Kuşbeyleri, yavru iken yakalanıp eğitilen kartallara kolbala , yetişkin iken yakalanıp eğitilen kartala tüz kartalı derler. Kazak kuşbeyleri kartalı akbeyil yani “munis” ve kıngı “ters mizaçlı”. Yakalana kartal ırgak denilen yerden biraz yüksekçe ucu bağlanarak gerilmiş ipe kondurulur ve ip salıncak gibi devamlı sallandırılarak kuş birkaç gece uykusuz bırakılır. Çünkü kartal uyku dışında her şeye dayanıklıdır. Aynı zamanda kartalın yanında sabahlara kadar şarkılar söylenir veya çocuklara gürültü yaptırılır. Böylece hem kartal yorgun düşürülür ve hem de insanlara alışması sağlanır. Uykusuzluktan iyice bitap düşen kuş ansızın yere düşer. Bundan sonra kartal uysallaşmaya başlar.
Yakalandığında tok olan kartalın eğitilmesi dikkat ister. Devamlı çırpınarak karşı koymak ister. Kuşun sindirim organlarının ezilmesi veya öfkeden ölmeleri mümkündür. Bu yüzden, tok hayvanın ehlileştirilmesine başlamadan önce ağzından öbek öbek buz veya kar verilerek iç organlarının ezilmesi önlenir”.
Değerli Av tutkusu okuyucuları, görüldüğü gibi aslında bizler şuan o kadar teknik donanımlarla ava gidiyoruz ki insan düşünmeden edemiyor, elimizdeki tüm av malzemelerimiz elimizden alınsa nasıl avcılık yapardık? Bizlerde kartal ile avcılığa mı başlardık acaba. Tabi ki nesilleri hızla tükenmekte olan kartalları bulabilirsek. Neyse biz kaldığımız yerden kitaptaki bölümü özetlemeye devam edelim
KARTALIN YEME ALIŞTIRILMASI
İyice aç bırakılmış kartala bir parça et gösterilir. Başlangıçta hayvan eti yemekten çekinir.Bu durumda zorla eti yedirmek gerekir. Kartalın yemleri koyun, sığır ve özellikle yılkı etinden hazırlanır. Keçi eti ise kartala zararlı olduğu için verilmez. Av hayvanlarından dağ sıçanının eti kartal için ideal yemdir. Çünkü, onun kemiği kartalın midesinde erimektedir.
EĞİTİM
Kuş iyice ehileşip yeme gelmeye başladığında, avcılık eğitimine geçilir. Uzaktan bakıldığında tilki yada av hayvanına benzer torba hazırlanır(şırğa). Uzun bir ipe bağlanan şırğayı bir kişi ata binerek sürükler. Kuşbeyi elinde kartalı olduğu halde atlı adamın gçeceği yerde durur ve kartalın tomgasını çıkarır. Kuş şırğayı görür görmez saldırır. Şırğaya konan kuş bir yem verilerek alınır. Böylece bu talimler devam eder. Kartal daha sonra ava çıkarıldığında, şırğaya saldırdığı gibi tilkiye de saldıracaktır.
KARTALAIN AVA DALIŞ ŞEKİLLERİ
Yüksekten uçan kartal avını gördüğünde üç şekilde avının üstüne dalış yapabilir.
1. Şanşıla aluv: Yüksekten dikine avının üstüne gelme şeklidir. Kartal için tehlikeli bir saldırı biçimidir. Kaçmakta olan tilki son anda yana doğru kendi atarsa, kartal yere çakılabilir.
2. Sıpıra aluv: kartalın av hayvanının ardından hızlı bir biçimde yaklaşmasıdır. Bu da uçuş şeklinde tilkinin kartalı çalı çırpıyla takma tehlikesi vardır.
3. İlip aluv: Kartalın tilkinin üstüne gelerek sırtına pençesini batırması ve yüzü arkasına çeviren tilkinin burun kısmını diğer pençesi ile yakalmasıdır. Kartalın en emniyetle av şeklidir. Kuşbeyleri, kartalı avını bu şekilde yakalaması için eğitmeye çalışırlar.
Kısacası, Türklerin en eski av geleneklerinden olan kartalla avcılık Kazak Türkleri arasında Sovyet döneminde zayıflamış olmakla birlikte günümüzde tekrar canlandırmaya çalışılmaktadır. Bu geleneğin en eski şekli ile devam ettirilmesi Türk kültürü için kazançtır. Bu sebeple modern hayata adapte edilerek kartalla avcılığın uluslar arası bir yarışmaya dönüştürülmesi faydalı olacaktır.”
Modern av teknikleri ve araçları ile avlandığımız şu günde merak ettiniz mi acaba avcılık tarihi altı bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğu söylenen Türklerde avcılık eskiden nasıl yapılıyordu? Read More
Bu konuyu araştırdığımda “av ve avcılık” kitabındaki “Kazak Türklerinde Kartalla Avcılık” bölümü dikkatimi çekti. Bende bu bölümden alıntılar yaparak Kazak Türklerindeki kartalla avcılığın detaylarını ve bu geleneği anlatmaya çalışacağım.
“Kazak Türklerinde, kartalı yakalayıp eğiten ve avda kullanan avcılara kusbegi, yani “kuşbeyi” veya bürkitçi yani “kartalcı” derler. Genel olarak kuşbeyleri kartalı beş şekilde yakalayabilirler.
1. Doymuş kartalı yakalama: avını yemekte olan kartalın iyice doyması beklenir. Uçmaya hazırlandığı sırada, hızlı bir atla üzerine sürülerek kartal yakalanır. Doyan kartal bazen uçmakta gecikir ve yakalanır
2. Dövüştürerek yakalama: Ehlileşmiş kartal ile yabani kartal her zaman birbirine düşmandır. Havada uçan yabani kartal göründüğünde, evcil kartal dövüşmesi için salıverilir. Dövüşme sırasında iki kartal birbirine pençelerini batırarak sarmaş dolaş bir halde yere düşerler. Bu esnada kartal yakalanır.
3. Ağla yakalama: kartalın çok görüldüğü bölgeye ağla tuzak kurulur. Canlı ya da derisi doldurulmuş tavşan ya da tilki yem olarak konur. Kartal yemi almak için son sürat süzülür, dalış yaptığında ağa takılır.
4. Yuvadan yavru alma: Kartallar genellikle dağlık arazilerde sarp kayalıkların girintilerine yuva yaparak yavrularlar. Kayaların üst kısmından ip sarkıtılarak inilir ve yavru alınır. Kartal yavrusunun alınmak üzere olduğu sırada yuvaya dönerse, avcı için çok büyük tehlike yaratır.
5. Kapanla yakalama: Kartallar kapanla da yakalanır. Ancak çoğunlukla hayvanın ayağı yaralandığı veya kırıldığı için bu yol tercih edilmez.
KARTALIN EVCİLLEŞTİRİLMESİ
Kuşbeyleri, yavru iken yakalanıp eğitilen kartallara kolbala , yetişkin iken yakalanıp eğitilen kartala tüz kartalı derler. Kazak kuşbeyleri kartalı akbeyil yani “munis” ve kıngı “ters mizaçlı”. Yakalana kartal ırgak denilen yerden biraz yüksekçe ucu bağlanarak gerilmiş ipe kondurulur ve ip salıncak gibi devamlı sallandırılarak kuş birkaç gece uykusuz bırakılır. Çünkü kartal uyku dışında her şeye dayanıklıdır. Aynı zamanda kartalın yanında sabahlara kadar şarkılar söylenir veya çocuklara gürültü yaptırılır. Böylece hem kartal yorgun düşürülür ve hem de insanlara alışması sağlanır. Uykusuzluktan iyice bitap düşen kuş ansızın yere düşer. Bundan sonra kartal uysallaşmaya başlar.
Yakalandığında tok olan kartalın eğitilmesi dikkat ister. Devamlı çırpınarak karşı koymak ister. Kuşun sindirim organlarının ezilmesi veya öfkeden ölmeleri mümkündür. Bu yüzden, tok hayvanın ehlileştirilmesine başlamadan önce ağzından öbek öbek buz veya kar verilerek iç organlarının ezilmesi önlenir”.
Değerli Av tutkusu okuyucuları, görüldüğü gibi aslında bizler şuan o kadar teknik donanımlarla ava gidiyoruz ki insan düşünmeden edemiyor, elimizdeki tüm av malzemelerimiz elimizden alınsa nasıl avcılık yapardık? Bizlerde kartal ile avcılığa mı başlardık acaba. Tabi ki nesilleri hızla tükenmekte olan kartalları bulabilirsek. Neyse biz kaldığımız yerden kitaptaki bölümü özetlemeye devam edelim
KARTALIN YEME ALIŞTIRILMASI
İyice aç bırakılmış kartala bir parça et gösterilir. Başlangıçta hayvan eti yemekten çekinir.Bu durumda zorla eti yedirmek gerekir. Kartalın yemleri koyun, sığır ve özellikle yılkı etinden hazırlanır. Keçi eti ise kartala zararlı olduğu için verilmez. Av hayvanlarından dağ sıçanının eti kartal için ideal yemdir. Çünkü, onun kemiği kartalın midesinde erimektedir.
EĞİTİM
Kuş iyice ehileşip yeme gelmeye başladığında, avcılık eğitimine geçilir. Uzaktan bakıldığında tilki yada av hayvanına benzer torba hazırlanır(şırğa). Uzun bir ipe bağlanan şırğayı bir kişi ata binerek sürükler. Kuşbeyi elinde kartalı olduğu halde atlı adamın gçeceği yerde durur ve kartalın tomgasını çıkarır. Kuş şırğayı görür görmez saldırır. Şırğaya konan kuş bir yem verilerek alınır. Böylece bu talimler devam eder. Kartal daha sonra ava çıkarıldığında, şırğaya saldırdığı gibi tilkiye de saldıracaktır.
KARTALAIN AVA DALIŞ ŞEKİLLERİ
Yüksekten uçan kartal avını gördüğünde üç şekilde avının üstüne dalış yapabilir.
1. Şanşıla aluv: Yüksekten dikine avının üstüne gelme şeklidir. Kartal için tehlikeli bir saldırı biçimidir. Kaçmakta olan tilki son anda yana doğru kendi atarsa, kartal yere çakılabilir.
2. Sıpıra aluv: kartalın av hayvanının ardından hızlı bir biçimde yaklaşmasıdır. Bu da uçuş şeklinde tilkinin kartalı çalı çırpıyla takma tehlikesi vardır.
3. İlip aluv: Kartalın tilkinin üstüne gelerek sırtına pençesini batırması ve yüzü arkasına çeviren tilkinin burun kısmını diğer pençesi ile yakalmasıdır. Kartalın en emniyetle av şeklidir. Kuşbeyleri, kartalı avını bu şekilde yakalaması için eğitmeye çalışırlar.
Kısacası, Türklerin en eski av geleneklerinden olan kartalla avcılık Kazak Türkleri arasında Sovyet döneminde zayıflamış olmakla birlikte günümüzde tekrar canlandırmaya çalışılmaktadır. Bu geleneğin en eski şekli ile devam ettirilmesi Türk kültürü için kazançtır. Bu sebeple modern hayata adapte edilerek kartalla avcılığın uluslar arası bir yarışmaya dönüştürülmesi faydalı olacaktır.”
Son Güncelleme (Perşembe, 29 Nisan 2010 20:30)