GUATR
Tiroid bezi, ilk defa rönesans devrinde Leonardo da Vinci’nin orijinal çizimlerinde gösterilmiştir. Buna göre; boyunda, soluk borusunun ( trakea ) her iki yanında iki ayrı salgı bezi olduğu kabul edilmiştir. Daha sonraları bu iki parçanın çoğu kez istmus adı verilen bir bölümle birleşmiş ve kelebeğe benzeyen tek bir bez olduğu anlaşılmıştır. Yunanca thyroiedes kelimesinden türetilen organın adı ingilizce kaynaklarda THYROİD GLAND olarak yazılmıştır.

 

Türkçe tıbbi kaynaklarda ise "TİROİD" olarak yazılmaktadır. Ürettiği bazı kimyasal maddeleri bir kanal ya da kan yoluyla başka bölgelere gönderebilen bir organ olarak tanımlanabilir. Örneğin tükürük bezleri ürettiği tükürüğü bir kanal aracılığıyla ağız boşluğuna akıtır ve tükürük içindeki bazı kimyasal maddeler hem gıdaların sindirimini başlatır hem de ağzın ıslak kalmasını sağlar. Bunlara dış salgı bezi denir. Tiroid gibi salgı bezleri ise ürettiği kimyasal maddeleri kan yoluyla vücudun diğer bölgelerine göndererek çeşitli işlevlerin ortaya çıkmasına neden olur. Bunlara ise iç salgı bezi denir. Tiroid gibi salgı bezlerinin ürettiği kimyasal maddelere ise genellikle hormon adı verilir.
GUATR NEDİR?
Tiroidin genel anlamda büyümesine GUATR adı verilmektedir. Büyüyen bir tiroid dışardan görülebilir veya boynun bir veya iki tarafında şişlik şeklinde hissedilebilir. Bazen de hastalar boyunlarının sıkıldığını ifade ederler. Büyüme; düzgün ( difüz guatr ) ya da yumrulaşmalar şeklinde ( nodüler guatr ) olabilir. Her iki halde de ya guatr normal çalışıyor ( ötiroit guatr ) ya fazla çalışıyor ( hipertiroidik guatr veya toksik guatr ) ya da az çalışıyor olabilir ( hipotiroidik guatr ). Çalışma bozukluğu olmayan düzgün büyümelerde genellikle sorun olmaz, ancak hasta kötü kozmetik görünümden ya da nefes darlığından yakınıyor olabilir.

NODÜLLÜ GUATRIN ÖNEMİ NEDİR ?
Tiroidde gelişen nodül veya nodüller gözle görülebilir veya elle hissedilebilir. Bazen de tesadüfen tetkikler sonucunda ortaya çıkar. Özellikle son yıllarda ultrason, tomografi, manyetik rezonans (MR) gibi tetkik araçlarının yaygın kullanıma girmesiyle elle hissedilemeyen nodüller erken devrelerde saptanabilmektedir. Dolayısıyla tiroidin çalışmasında bozukluk yoksa küçük nodüller bulgu vermeyebilir ve hastanın yakınması olmayabilir. Ancak düzgün büyümede olduğu gibi kötü kozmetik görünüme ve nefes darlığına yol açabilirler. Bazen nodül veya nodüllerin tiroidden bağımsız olarak kendi başlarına fazla çalışmaları ( otonomi kazanma ) sonucu toksik nodüler guatr denen durum ortaya çıkar.

DİŞİ GUATR NEDİR ? BU ADLANDIRMA DOĞRUMUDUR ?
Guatr için ameliyat edilmiş hastaların bir kısmında çok çeşitli nedenlere bağlı olarak guatrın yeniden oluşma şansı vardır. Guatrı yeniden oluşan hastaların guatrına dişi guatr adı verilmiştir. Bu adlandırmanın nereden kaynaklandığını söylemek güçtür. Muhtemelen halk arasında ortaya çıkan bir adlandırmadır. Ancak ameliyattan bir müddet sonra guatrı tekrarlayan bazı hastalar, hekimleri tarafından “senin guatrın dişi imiş onun için büyümüş” dediğini belirtmektedirler. Her ne şekilde ortaya çıkarsa çıksın bu deyimin bilimsel açıdan doğru olmadığı bir gerçektir.  
İÇ GUATR NEDİR ? BU ADLANDIRMA DOĞRUMUDUR ?
Bu adlandırma ya fazla çalışan guatrlar için ya da dışardan çok belirgin olmayan guatrlar için ortaya atılmış bir deyim olarak kabul edilebilir. Bazen cerrahın ne kadar zor bir ameliyat yaptığını hastaya anlatması için kullandığı bir terim haline gelmiştir. Ancak tıbbi açıdan bakıldığında bu terimin de doğru olmadığı söylenebilir.

NODÜLLERİN KÖTÜ HUYLU OLABİLECEĞİNİ GÖSTEREN BULGULAR NELERDİR ?

Bunun muayene ile anlaşılması hemen hemen imkansızdır. Ancak bazı göstergeler kötü huylu olabileceğini ima edebilir. Eğer nodül çok sertse, yutkunmakla hareket etmiyorsa nodül ortaya çıktıktan sonra ses kısıklığı ve yutkunma güçlüğü başlamışsa şüphelenilmelidir. Bu bireylerde daha sonra değinilecek olan tetkiklerle doğru tanı konabilir. Ayrıca herhangi bir hastalık için boyuna şua ( radyoterapi ) alan hastalarla, nükleer kaza olan bölgede yaşayan bireylerde nodülün kanser olma şansı artmaktadır. Çernobil nükleer kazasından sonra o bölgede yaşayan çocuklarda tiroid nodülü ve kanserinde artma saptanmıştır.  
TEŞHİS VE TEDAVİ
Hekim, elle muayenede tiroid bezinde büyüme olup olmadığını ve hatta çoğu zaman nodülleri fark edebilir.Bu durumda hastadan tiroid ultrasonografisi, tiroid hormonları (kan tetkiki) ve gerekirse tiroid sintigrafisi istenir. Bazen iğne biyopsisi (parça alınması) gerekebilir. Bu muayene ve tetkikler sonucu guatrın tedavisi için nasıl bir yöntem izleneceği belirlenir.
HANGİ DURUMLARDA AMELİYAT YAPILIR ?
"Diffüz hiperplazide (basit guatrda) eğer tiroid bezi çok büyümüş ve nefes almayı zorlaştırıyorsa veya estetik olarak hastayı rahatsız ediyorsa ameliyat önerilir.
Nodüler guatrda ise;
1- Kanser şüphesi
2- Bası belirtileri.
3- Hipertiroidi,
4- Göğüs kafesinin içine büyüme.
5- Kozmetik bir gerekçe (boyunda şekil bozukluğu) varsa ameliyat edilir.
Ultrasonografi ve tiroid sintigrafisi teşhiste çok önemli rol oynar.  Bu tetkikler sırasında eğer tiroidde tek nodül buIunduğu saptanırsa ve bu sintigrafik olarak soğuk nodül ise kanser olma riski artmış demektir.
Eldeki veriler, erkeklerde kadınIara göre ve gençlerde yaşlılara göre tek olan nodüllerin kanser olma riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Çocukluk çağında boyunlarında radyoterapi yapılmış kişilerde tiroid kanseri riskinin çok yüksek olduğu bilinmektedir.

AMELİYAT NASIL YAPILIR ?
Ameliyattan önce mutlaka tiroid hormon düzeyine bakılması gerekir. Eğer hipertiroidi (yani tiroid hormon fazlalığı) varsa, hasta ameliyat edilemez. Çünkü. hasta ameliyat esnasında kriz geçirebilir. Bu nedenle önce ilaç yardımı ile hormonlar normal seviyeye getirilmeli ki herhangi bir komplikasyonla karşılaşılmasın. Hormonların normal seviyeye indirilmesi işlemi bazen aylar sürebilir. Ameliyat genel anestezi altında yapılmaktadır. Ameliyat süresi yaklaşık 1-1,5  saattir.
Boyunda, guatrın hemen önünde, yaklaşık 4-5 cm'lik bir kesi yapılarak tiroid dokusuna ulaşılır. Tiroidektomi dediğimiz opersyonla tiroid dokusunun tamamı yada tama yakını  alınır
AMELİYAT SONRASI DURUM
İyi yapılan ameliyatlardan sonra tekrarlama ihtimali çok azdır. Operasyon usulune uygun yapılırsa, çok az doku bırakıldığı için tekrarlama riski yok denecek kadar azdır .Kanserli vakalarda bilateral total tiroidektomi yani tüm tiroid dokusu çıkartılır. Ameliyatın en büyük riski ses kısıklığı veya tamamen ses kaybıdır. Genelde kanserli vakalarda bu durumla karşılaşılır. Ses tellerine giden sinir hemen tiroid dokusunun arkasında yer almaktadır .Dünyanın en iyi merkezlerinde 100 tiroid kanseri ameliyatında 1ses teli sinir kesilmesi olmaktadır. Bazen ameliyat sonrası geçici ses kısıklığı oluşur, ama, bu ses kısıklığı birkaç gün ile birkaç ay içinde kendiliğinden kaybolur. Bu geçici ses kısıklığı ameliyat sonrası dokularda gelişen ödeme (şişkinliğe) bağlıdır.

Son Güncelleme (Salı, 21 Temmuz 2009 14:56)

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile